Karışık aklımız bir hayli karışık..Karışık kalplerimiz hem de nasıl.Arkamızı döndüğümüzde,gözümüzü kapattığımızda ,haberleri açmadığımızda kötü dünya arkamızda,kötü insanlar ardımızda kalıyor sanıyoruz. Bizi ilgilendirmeyen bütün acılara arkamızı dönüyoruz.Göstermelik üzüntü geliyor bazen içimize ,vicdanımızı rahatlatmak için biraz da .Bazen de yürekten üzülüyoruz ama yine de çabuk uzaklaşıyoruz üzüldüğümüz şeylerden.Asla ama asla ben ne yapabilirim,çözüme nasıl katkı sağlayabilirim diye düşünmüyoruz.Çünkü bizim değil nasılsa.O yüzden canımız istediği anda değiştirebiliriz kendi dünyamızı ,örebiliriz duvarlarımızı ta ki o sancılar gelip bizi bulana kadar.Kimse bizden daha mutlu solmasın isteriz ama bizden mutsuz olana üzülürüz.Biri ağlasa içimiz acır ama çok gülerse bir garip oluruz. Çok heyecanlıyız,çok çabuk galeyana gelir hemen yanar zor söneriz .Aslında iyi insanlarız da gösteremiyoruz.İnsanlığın dilini anlıyor ama konuşamıyoruz.Küçük bir yanlışta hemen silebiliyor etraflıca saldırabiliyoruz.Heyecan damarlarımızdan taşıyor.Topluca nereye bilmeden koşuyor,yoğunluğumuzu lütuf sayıyor ve erdemlerimizin bir sonucu görüyoruz.Ne kadar çok koşturuyorsak o kadar karakterliyiz gibi..Herkesi çirkin güzel diye ayırırken kimsenin içresi bizi ilgilendirmiyor.Kimse yoksul olmasın istiyoruz ama bizden iyi yaşayanı kıskanıyoruz. Görgümüz görgüsüzlüğümüze bir türlü engel olamıyor. Sevgimizi çekimser kinimizi bonkörce veriyoruz.Gıdım gıdım sürüklüyoruz kendimizi karşıya aslında ama fersah fersah yol alıyormuş gibi davranıyoruz.Kendimizi ağırdan satmaya gayret edip,ağzımızı açtığımızda dökülenlere kendimiz bile şaşırıp kalıyoruz.Ne tamız ne yarım ne azız ne çok,ne varız ne yok..