Ölümden korkuyor musunuz?

Son bir kez kalbinizin atmasından,

Damarlarınızdaki oksijenin son kez tüm vücudunuzu dolaşmasından

Ya da hazırlıksız yakalanıp

Son kez

Uyumadan önce tartışamadan bağırsaklarınızla

Yolcu olmaktan gerçekten korkuyor musunuz?

Yoksa asıl korktuğunuz şey, artık var olmayacak olmak mı?

Yok olabileceğinize inanıyor musunuz?

Eğer cevabınız evetse, size katılmıyorum.



Çünkü ben,

Öyle ya da böyle,

İstesem de istemesem de

Var olacağım, biliyorum.



Bir gün sesim atmosferde kaybolup gitse de

Kemiklerim toprak altında kalsa da

Gözlerimdeki ışık yıldızlara karışsa da

Ben yine var olurum.



Bir salatalık tohumunda,

Maydanozun sapında,

Bin narın binbir tanesinde,

Şeftalilerin tüylerinde,

Sonsuz çilek bahçelerinde,

Belki de karpuz çekirdeklerinde kendimi bulurum.



Kim bilir belki,

Büyükannenizin dikiş kutusunda,

Rüzgarla hırçınlaşan denizin dalgalarında,

Yosunların kokusunda ya da

Küçük kızın lolipopunda hayat bulurum.



Yağmur olup yağar,

Çiçek olup açarım.

Soğuk bir kış günü karlar altına saklanır,

Baharın gelişini beklerim.



Sonunda toprağa geri döndüğümde

Yeniden ölür,

Yeniden doğar,

Yeniden yaşarım.



Yaşamak için yekpare bir bedene ihtiyaç duymam.

Aynı anda dünyanın yedi kıtasında,

Göllerinde, okyanuslarında,

Bereketli toprağında,

Gökkuşağının sonunda yerimi yaparım.



Ben bu yüzden

Ne var olmaktan

Ne de yok olmaktan korkarım.



Yine de bir soru kıpırdanır içimde:

Var olmak

Ya da yok olmak yetmezse?

Bir gün toprak beni unutur da

Salatalık tohumlarında,

Karpuz kabuğunda

Veya akşamsefası çiçeklerinin

Pembe, sarı, beyaz yapraklarında

Kendimi bulamazsam ne olur?

Denizlere dökülen nehirler,

Uçsuz bucaksız okyanuslar,

Boğazdan esen rüzgarlar beni kabul etmezse ne yaparım?



İşte o zaman sorarım kendime:

Varlığım geride kalan izlerde mi saklı?

Bir nar tanesinde kaybolmaya razı olan vücudum,

Yok olmayacağına böylesine inanmışken

Ruhum hiçbir iz bırakmadan silinmeye hazır mı?



Belki de bu yüzden

Belki bu sefer yerini edinir diye okuyanların aklında

Belki farkında olmasa bile dokunur diye başka bir ruha

İşte tam olarak bunları yazar zavallı ruhum

Kendisinden bile daha zavallı vücudu aracılığıyla.



Anladık, tamam,

Korkudan fayda yok

Bedenen ölüme de

Ruhen yaşama da.



Peki ne yapmalı ruhen ölüp

Bedenen yaşayana?

Var mıdır onun da benim gibi

Derdi ismini akıllara kazıtmakla,

Son bulmak

Ya da yeniden doğmakla?